Geçen hafta Sapanca'daydık. Fotoğrafta gördüğünüz manzaraya karşı kahvaltı ettik. Oradan Hobbit Evleri'ni görmeye gittik. Birkaç yere daha uğradıktan sonra akşam kiremitte balık yiyip döndük. Keyifli ve güzel bir geziydi. Gittiğimiz yerler de çok güzeldi. Ruhuma iyi geldi.Salı akşamı gelin namzetimizin doğum gününü kutladık. Biz bizeydik. Atahan, gelin namzetimiz, ben ve kocam. Güzel ve keyifli bir akşam oldu. Şimdi bunları yazarken düşündüm. Ben buraya ilk yazmaya başladığımda Atahan 4 yaşındaydı. Komik bebeklik hallerini anlatıyordum. Şİmdi gelinden bahsediyorum. Zaman ne ara aktı gitti? Mesela blogumun otuzuncu, otuz beşinci yılında torunlardan mı bahsedeceğim artık yani? Düşününce gerçek üstü geliyor :O).Arada ikinci el satış uygulamalarından satış yapıyorum. Geçenlerde biri satışa koyduğum bir kavanozu (sıfır ve yeniydi) çok beğendiğini söyleyip 70 lira indirim istemiş. Ürünün beğenilmesi beni mutlu etti tabi ki ama o beğendi diye ben niye 70 lira indirim yapıyorum onu anlamadım :O). Beğendiyse alsın dedim kendi kendime. Bütçem yok dedi. E o zaman beğendiğiyle kalsın almasın. Ya da para biriktirsin. Ya da bütçesine uyan bir şey alsın. Bütçesinin yetmediği şey de kavanoz altı üstü. Beş bin liraya da satmıyoruz yani. Bunu sağda solda da çok görüyorum. Yeni moda oldu. İnternet üzerinden satış yapan ikinci el platformlarında ya da el işi ürün satan İnstagram sayfalarında rastlıyorum genelde: Çok beğendim ama param yetmiyor yarı fiyatına ver. Yüzde yetmiş indirim yap. Ben öğrenciyim bana uygun fiyat ver. Yani bu çok temel bir şeydir, paramız yetmiyorsa almayız. Belli bir miktar iskonto da yapılır tamam adettendir ama bunu da abartmamak gerekir. Bir de teklif edersin, satıcı indirim yaparsa ne ala, yapmazsa da istersen alırsın istemezsen almazsın. Israr etmenin de anlamı yok. Böyle kişilere hiçbir şey satasım da gelmiyor. Müşterinin nasıl satıcı seçme hakkı varsa, satıcının da müşteri seçme hakkı olmalı. Belli kriterlere göre vardır zaten bu hak da, bu kriterlere, "müşteriye gıcık olma" da eklenmeli bence :O).
Bu arada dün telefondan girip yazamıyordum şifre istiyor diyordum ya, yazıyı bitirince hazır lafı da geçmişken gireyim şu şifreyi bitsin bu iş dedim. Sağa sola baktım, meğer şifre istemiyormuş, sadece giriş yapacağım mail adresimi seçmem gerekiyormuş. Onu da girince telefonumdan da istediğim zaman yazabilecek hale geldim. İyi oldu.
Yine görüşmek üzere.
2 yorum:
Benim yaşadığım olayı yazayım sana, ağbim pazarcılık yapıyor ev tekstili satıyor. Şekerden görme yeteneğini kaybetti, pandemiden sonra bende emekli olduğum için sergiye ben geçtim,satışı ben yapıyorum. Doğulu bir bayan var bunu punda getiriyor malı yarı fiyatına alıyor. Ben gittikten sonra ağbime itiraz ediyorum. Kocası ölmüş boşver diyor. Benim de babam öldü annem kime böyle alışverişe gitti de kocam öldü diye indirim istedi dedim. Neyse bir gün geldi topladı 3 nevresim 400 liradan 1200 yapıyor kadın 600 veriyor, kafamın tası attı malın parasını sen mi ödedin ki fiyat belirliyorsun, senin dediğin rakam olmaz dedim. Kadın malları bıraktı gitti, bir daha geldi nevresim aldı yine 400 den sattım o oldu bir daha gelmedi. Onların düşüncesi şu bunlar pahalı söylüyor, benim verdiğim tutar tutar onu kurtarır düşüncesi var. Satışa koyduğun mal 100TL ise 120 TL yaz 100 e düş taktiği var onu uygula bütün esnaf aynı şeyi uyguluyor:)) onun için ben indirim olayına inanmıyorum artık.
Yüreğimin İklimi,
Sıcak - yüz yüze satışta bu çok daha fazla yaşanıyordur, anlattığın olayı okuyunca bunu fark ettim. Ben yine o kadar uğraşmıyorum, yorumdu teklifti derken çoğu kişi çaba harcamıyor illa da son kuruşuna kadar pazarlık yapayım diye. İyi yapmışsın pazardaki o kadına. Ben de olsam ben de senin gibi yapardım. O bariz kandırmaya çalışmış aslında. Satıcının da müşterinin de düzenbazı var maalesef. Müşterinin atladığı noktalardan biri de satıcının da para kazanması gerektiği. Nedense satıcı bir amme hizmeti yapıyor da sadece üreticiden tüketiciye mal ulaştırıyor gibi düşünülüyor:). E bu insan zaman, emek ve para harcıyor sana o ürünü ulaştırmak için, tabi ki kazanması da lazım. Aldığına satarsa ne yiyecek ne içecek kısmı da ayrı bir konu. Çok güvenmediğim satıcılardan sanalda da gerçekte de alışveriş yapmıyorum. Ürün bedelinin çok çok üzerinde satılıyormuş gibi görünüyorsa almıyorum. Bazen yanılıp kazıklandığım da oluyor tabi ki, o durumda da üzülüyorum. Yapabileceğim bir şey varsa yapıyorum yoksa benden çıkacağı varmış o paranın diyorum :O). Sevgiler, görüşmek üzere.
Yorum Gönder