13 Ağustos 2022

AĞUSTOSUN ON ÜÇÜ - 2022




    Evde eski ve büyükçene bir saklama kutum vardı. Ivır zıvırları toplamak için kullanıyordum. Boyu falan iyiydi ama şeffaf oluşu hiç hoşuma gitmiyordu. Bugün onu kolaj / dekupaj karışımı bir şey yaparak kapladım. Daha önce hiç yapmadığım için biraz acemice oldu ama işimi gördü sonuçta. Kendim yaptım diye demiyorum sevimli oldu bence :O). 

   Paris'i iğneleri devam ediyor. Veteriner artık tecrübeli olduğundan iğneyi yanına üç kişi alıp yapıyor. Gerçi geçen gün yol boyunca bağıran Paris bugün hiç ses çıkarmadı. Hatta asistanın kendisini taşıma çantasından çıkarıp sevmesine izin verdi. Alışmaya başlıyor galiba yavaş yavaş.

   Evde olduğum günlerde yeni tarifler denemeye karar verdim. Sürekli sağdan soldan bir sürü tarif bulup telefona kaydedip duruyorum da normalde çok azını deniyorum. Neyse, şimdiye kadar üç tarif denedim. Sirkeli poğaçam ve tavuklu milföy böreğim çok güzel oldu. Poğaça puf puf kabardı. Börek lezizdi. Tavada mantolayarak yapmam gereken patatesli tarifi ise beceremedim. Poğaçayla böreği yine yapmak üzere hemen defterime yazdım. Patatesli tarifi de tekrar denemek üzere bir kenara kaldırdım.

  İzinde de olsam sabahları erken kalkmaya devam ediyorum. Son iki üç sabahtır üşüdüğümü fark ediyorum. En sonunda yavaş yavaş yaz bitiyor mu gerçekten acaba? Gün içinde yine bunaltıcı sıcaklar olsa da serin sabahlara uyanmak güzel:)

   Kaynım perşembe günü kalple ilgili bir operasyon geçirdi. Ablam dün yine kemo aldı. Paris'e bugün kan tahlili yapılacak ve iğnelerin işe yarayıp yaramadığına bakılacak. İznimin ilk üç günü biraz stresli geçti. Sonuçta çok bir sıkıntı yaşamadan atlatmış olsak da hastalıklar endişelendiriyor beni doğal olarak. Bir yandan durumlarını takip edip bir yandan fırsat buldukça evle ilgilendim. Bitirdiğim her işle kafam rahatlıyor ve temiz, düzenli bir alana kavuşmuş olmanın rahatlığını yaşıyorum. Temizlik pek yapmadım ama tertipleme açısından yol kat ediyorum.

   Yine görüşmek üzere...

10 Ağustos 2022

AĞUSTOSUN ONU - 2022

 Bugün Paris’i veterinere götürdüm. İki gecedir huzursuzlanıyordu ama gündüz iyiydi. Mamasını yiyor, suyunu içiyordu. Veterinere gitmek de ayrı bir travma olduğu için götürmekte acele etmedim. Üç sene önce kuru fip sebebiyle çok hastalandığından, altı yedi ay önce de idrar yollarıyla ilgili bir sıkıntı yaşadığından içim de rahat değildi. Daha fazla sıkıntı çekmesin, bir hastalığı varsa da ilerlemesin diye bugün gittik. Muayene edildi, röntgen çekildi, kan tahlili yapıldı. Bir böbrekte taş, bir böbrekte büyüme çıktı. Huzursuzluğunun sebebinin böbrek ağrısı olabileceğini söyledi veteriner. Bağışıklığı biraz düşük. Üç gün iğne olacak, üriner bir mamaya geçeceğiz. Korktuğum kadar kötü değil, genel durumu iyi. Her zamanki gibi ortalığı inletti. Tırnağıyla veterinerin giydiği koruyucu deri eldiveni yırtmış. Atahan’la gitmiştik veterinere, ben içeride bekledim, o dışarıda arabadaydı. Röntgen çekilirken bana kadar gelmişti Paris’in tıslamaları ve hırlamaları, Atahan da dışarıdan duymuş. Biraz vahşileşiyor her türlü işlemde. Giderken de yol boyunca acı acı bağırdı ama dönüşte hiç sesi çıkmadı öyle ki ara ara kontrol ettim iyi mi diye. 

Bunun dışında bugün yıllık iznimin ilk günüydü. Normalde her sene topluca alıp bir ay tatil yapıyordum ama bu sene on gün aldım sadece. Ağustosun sonlarına yaklaşırken dönmüş olacağım. Hiçbir planım yok. Bir yere gidesim yok. Evde zaman geçirmek, evi toplamak, yerleştirmek, düzenlemek istiyorum sadece. Erken kalkmak ama sonra istersem gün içinde kestirmek istiyorum. Saati kontrol etmek zorunda kalmadan keyfimce zaman geçirmeyi diliyorum. Paris rahatsız zaten onunla ilgileneceğim. Yarın kaynım kalple ilgili bir operasyon geçirecek ona destek oluruz elimizden geldiğince. Ablam da kemo alacak yarın, fırsat buldukça annemlere giderim diye düşünüyorum. İşe döndüğümde de belki hava birazcık olsun serinler. Yazı sevmiyorum. Bugün biraz yağmur ve serinlik olsa da ağustosun ilk haftaları sıcak ve nemliydi, eylülü hasretle bekliyorum.

Yine görüşmek üzere…

5 Ağustos 2022

AĞUSTOSUN BEŞİ - 2022

 



Kahve falına hiç inanmam, bakmayı zaten bilmem, baktırmam da pek. Kahve sevenler bana kızacak ama Türk kahvesi de sevmediğimden çok içmem. Bugün ofiste içen birinin fincanını kendime niyet kapattım onun haberi olmadan. Soğuduğunda açayım dedim açılmadı. Normalde “kahve tutmuş” derler galiba böyle açılmayan fincana bakmazlar ama zaten ben kendi kendime kapadığım için onu da ciddiye almadım. Fincanı zorla açtım:). İçim ferah, yolum var. Alaaddin’in sihirli lambası ve başını geriye döndürmüş bakan boynuzlu geyiği gördüm:). Gugıla göre kısmetler gani gani beni bekliyor, sihirli lamba ve geyik huzur, mutluluk vb. güzel anlamlara geliyormuş. İçmediğim kahveden kendi kendime baktığım bir fal için gayet güzel sonuçlar bence.

  Bayramda Çanakkale yolunda Atahan spotifydan şarkılar açtı bize. Ama nasıl güzel şarkılar seçmiş, ne kadar keyifli bir liste yapmış anlatamam, her bir yeni başlayan şarkı en sevdiklerimden biri. Eve yaklaştığımızda şarkı seçiminden dolayı tebrik ettim onu, çok keyifle dinlediğimi ve çok hoşuma gittiğini söyledim. Biz spotifyda onun hesabını ortak kullanıyoruz, meğer o yol boyunca benim şarkı listemi dinletmiş bize:). Şaşkınlığıma mı güleyim kendi listemi tanımayışıma mı bilemedim. Bu akşam da beğendiğim bir şarkıyı listeme eklemek için girdim spotifya, biraz da müzik dinleyim dedim ama seçtiğim hiçbir şarkı çalmadı, sürekli başka başka şarkıları denedim olmadı, bir süre sonra öğrendim ki Atahan dışarıda arkadaşlarıyla sesi hoparlöre vererek müzik dinliyormuş, benim deneme amaçlı seçtiğim her şarkıyla da o hoparlörde dinledikleri müzik kesilip benim rastgele açtığım şarkılar çalıyormuş:). Anlamam geç oldu ama bayramdaki olayı da hatırlamamı sağladı:).