30 Haziran 2021

Haziranın Otuzu, 2021

 Hayatta en çok ve sık sık aldığın karar nedir diye bir soru sorsalar bana,  daha çok yazmak, daha sık yazmak, her gün yazmak derim. Elime kalemi, önüme defteri / klavyeyi her aldığımda kendime söylediğim cümle bu: Daha çok yazmalıyım! Her gün yazmalıyım! 

  Her gün olmasa da sık sık yazıyorum da aslında ama geriye dönüp okuduğumda fark ediyorum ki yaşadığım günlerin / yılların yüzde birini kayıt altına almışım sadece. Ve yazdıklarımı okudukça görüyorum ki, çoğu şeye gereğinden fazla üzülmüşüm. Boş şeyleri dert etmişim. Streslerimin büyük kısmı stres yapmaya değmeyecek şeylermiş. 

  Kendimi tanımak, değerlendirmek yönünden büyük faydası oluyor bana. Bazen çok derinlere daldığımı fark ediyorum. Normalde insanlar sadece yaşıyor o günlerini. Kalkıp gündelik işlerini yapıp çalışıp akşam biraz televizyon izleyip yatıp uyuyorlar. Bu yetiyor onlara. Böyle geçmiş bir ömür de yetiyor. Benimse aklım hep yapamadıklarımda, okuyamadıklarımda, yapmak istediklerimde kalıyor. Sevdiklerimle daha fazla zaman geçirmek istiyorum, daha fazla okumak istiyorum, daha fazla araştırmak istiyorum, daha fazla el işi yapmak istiyorum. Hep “daha fazla, daha fazla”. 

 İş için hazırlanmam gerektiğinden daha fazla yazamıyorum:). Sonra yine görüşmek üzere…

4 Haziran 2021

Haziranın Dördü

     Son zamanlarda çok verimsiz geçirdim zamanımı. Yüklediğim bir çiftlik oyununa sardım. Gece gündüz onu oynadım. Yeni bir battaniyeye başladım. Yine parça parça örülüyor, yine haraşo ama düz örgü değil, motifli. Biraz ilerlediğinde buraya da koyarım fotoğrafını mutlaka. Bloguma yazmak istedim bazen ama sayfayı açmak ve yazmaya başlamak aşamasına gelemedim daha önce. Düşündüm bol bol. Okudum ara sıra. Kimi zaman her şeyi kafaya taktım, kimi zaman hiç bir şeyi umursamadım. Bu ısınma yazısı olarak bu kadarlık bir merhaba olsun şimdilik. Sonra yine görüşürüz.