24 Kasım 2022

KASIMIN YİRMİ DÖRDÜ - 2022 / ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN


Böyle güzel bir günde yazınca pek tabi ki başlığımda da sevgili öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlamak isterim. Fotoğrafta öğretmen olan anne - babam bir 23 Nisan kutlamasında 2 yaşındaki ablamın elinden tutarak poz vermişler. Annemin gözlükler süper, benim daha dünyaya gelmeme yedi sene var. Bugün babamı anmamam imkansız, biraz daha duygusal hissediyorum kendimi. O yüzden bu anlamlı günden daha fazla bahsetmeden sıradan konularla devam edeceğim :0)


   Pandemiden beri market alışverişine hiç çıkmıyorum. Sanal marketten eve teslimat zaman ve enerji açısından çok pratik geliyor bana. Bu sabah sipariş oluştururken Tadelle ekledim sepete. Güzel çikolatadır, severim. Eskiden Milka çok alıyordum ama artık kalitesi düşmüş gibi geliyor bana almıyorum o yüzden. Neyse, Tadelle attım sepete üç tane, ağzımız tatlansın diye. Sonra işe geldim ki, iş arkadaşlarımdan beri çikolata alırken kendine bana da almış. Hem de Tadelle almış. Mutlu oldum. Hem düşünüp almasına hem de özellikle Tadelle almış olmasına.  Böyle durumlarda hep "Başka bir şey isteseymişim olacakmış" derler ya belki de başka bir şey isteseydim olmayacaktı, sadece Tadelle istediğim için oldu, bilemeyiz ki :O).

21 Kasım 2022

KASIMIN YİRMİ BİRİ - 2022

    Geçen hafta çok hastalandım. Bütün gün gayet iyi idim. Çalıştım, çocuklarla atölye vardı, koşturdum durdum. Akşama doğru tam artık çocukları velilere teslim etmeye yakın, sancı girmeye başladı kasığımdan. Kötü hissediyordum kendimi ama anlayamadım bir türlü bana ne olduğunu. Üşüttüm diye düşündüm ama üşütmekten daha kötü, gaz sancısı gibi geldi bir ara ama öyle de değil. Apandisit mi acaba dedim, emin olamadım. Mide bulantısı da var derken gittikçe kötüleştim. O arada annemler yan binadaydı, onlara çocukları teslim edip geleceğim demiştim ama kıpırdayamıyordum yerimden. Soğuk soğuk ter dökmeye başladım. Eve mi gideyim, hastaneye mi gideyim karar veremedim. Sancı arttıkça kapıya kadar bile gitmek gözümde büyümeye başladı. Bu arada telefonum bozuktu arama yapamıyorum, mesaj atabiliyorum sadece. Ne anneme haber verebildim, ne kocamı arayabildim. Annemler burada ama ablam zaten hasta, bir de benimle mi uğraşacak diye düşündüm. Kocamı arayım dedim ama araba Atahan'da onun da çıkıp gelmesi çok zor. Ne yapacağımı bilemedim. Bir de çok kötü değilsem eve gideyim hiç hastaneyle uğraşmayım diye de düşünüyorum. Derken baktım ki eve gidecek durumda değilim. Ofis telefonundan annemi aradım. Hastalandığımı, beni hastaneye götürmesini rica ettiğimi söyledim. Ardından kocamı aradım. Hastalandığımı, bilmem ne hastanesinin aciline geçeceğimi söyledim. Bütün bunlar olurken de, kötüleştiğimi herkes görüyorken, tam karşımda oturan eski bir hocamız sohbet etmeye çalışıyordu ısrarla benimle. Tanıdın mı beni, sen şu hocanın kızı mısın, seni hastaneye götürsünler vb. şimdi tam hatırlamadığım bir sürü cümle. Tek kelimelik cevaplar da versem vazgeçmedi konuşmaktan. O arada annem geldi. Direkt hastaneye geçtik. Acildeki doktor da şikayetlerimi duyunca dahiliyeye sevk etti. Muayene, tahlil, ultrason kıvrana kıvrana oldu. Sancı girdikçe donup kaldığımdan normalden uzun da sürdü. Neyse, direkt odaya alıp ağrı kesici ve serum vereceklerini söylediler. Biraz kendimi toparlamaya başlamışken teşhis de geldi: Kum döküyormuşum. Hayatımda ilk defa olduğundan aklımın ucuna bile gelmemişti. Çok beter sancı çektiren bir durummuş. Yaşamış görmüş oldum. Serum ve ilaç sancıları sonlandırdı neyse ki, iltihap da varmış vücutta. Antibiyotiğimi, ağrı kesicilerimi, raporumu aldım eve geldim. Ertesi gün biraz ateş, hafiflemiş sancılar derken, en sonunda bugün tamamen iyiydim. Bunu da böyle atlatmış oldum.

   Geçmiş olsun bana :)

1 Kasım 2022

KASIMIN BİRİ - 2022



   Önceki yazılarımdan birinde yeni bir battaniyeye başladığımdan bahsetmiştim diye hatırlıyorum sanki ama dönüp de kontrol etmek zor geldi şu an açıkçası. Bahsettiysem işte yeni battaniyemin ilk parçalarının fotoğrafını yukarıda görüyorsunuz. Bahsetmediysem, en son ablama ördüğüm battaniyeyi de bitirip sahibine teslim ettikten sonra oğlum Atahan için bir tane örmeye başlamıştım. Yukarıdaki fotoğraf da onun ilk parçalarının fotoğrafı :O). Son ördüklerim biraz daha motifliydi. Bu sefer çizgili ve biraz daha kalın bir battaniye örmek istediğime karar verdim. Evde kalmış bir sürü ipim de vardı alakasız renklerde. Rastgele seçimler yaparak iki yumağı bir araya getirip sardım ve düz renk değil kırçıllı, ince değil kalın iplerim oldu.  Biraz örüp sökerek, ilk iki parçada ilmek sayısını yanlış hatırlayıp bir parçayı büyük birini çok küçük yaparak çizgili battaniyemin çizgi kalınlığını canımın istediğine, gözümün zevkine göre ayarlayarak yeni bir maceraya atıldım :O). Yavaş ilerliyor biraz ama acelesi de yok zaten. Fırsat buldukça elime alıyorum şişlerimi. Başlangıç tarihi az çok belli ama bitiş tarihinin ucu açık. 
  Bu da benim bu gece ilk defa kullanabildiğim, büyük bir merakla satın aldığım, belki herkeslerin çoktan bildiği ama benim ancak keşfettiğim Borcam non-stick fırın tepsim! Bayıldım efendim kendisine. Normalde aldığım şeyleri çok paylaşmıyorum, hele böyle adıyla sanıyla markasıyla hiç yazmıyorum ama bunu, yapıştırmayan fırın kabı - tepsisi isteyen herkes kullanmalı. İçi özel kaplamalı, dışı bildiğimiz Borcam. Beyazı ya da krem rengi de var, ben siyahını tercih ettim. Ayıptır söylemesi bu akşam fırında patates yaptım. Non - stick Borcam tepsim olmadan önce bazen kabı yağlıyordum bazen yağlı kağıt koyuyordum ama ne yaparsam yapayım mutlaka zor çıkan, fırının ısısıyla iyice kuruyup kaba yapışan birkaç patates oluyordu. Önce suda beklet, sonra ovala, çizmemek için yumuşak temizlik yapmaya çalış derken mutlaka uğraşıyordum. Bu akşam patatesler pişti ve yapışmak ne kelime dokunduğum anda neredeyse fırlıyorlardı tepsiden. Henüz yıkamadığım halde tek bir iz - leke yok şu an kapta. Bilmeyen temiz sanıp tekrar kullanabilir. Kaba gram yağ sürmedim, patateslere biraz eklemiştim pişerken tat versin diye onu da karıştırıp iyice yedirdiğimden kaba yağ değmemişti bile. Şu andan sonra fırında sadece ve sadece bunu kullanacağım. Sizlere de tavsiyemdir.
 
  Yine görüşmek üzere...