28 Temmuz 2005

MUTFAK CAMI YAZILARI

Ben 15-16 yaşlarındayken (aslında tüm hayatım boyunca) annem sabah erkenden kalkmış, çayı demlemiş olurdu. Mutfağın camı da çayın buğusuyla kaplanırdı. Uyanınca havanın nasıl olduğunu anlamak için mutlaka mutfak camından dışarı bakardım. Dışarıyı görebilmek için önce camı silmem gerekirdi.
Böyle günlerden birinde cama “Burcu” yazmıştım. Annem sonradan üstüne “uykucu güzelini” ni ekleyince ben de üzerine başka kelimeler eklemiştim bu aramızda küçük bir oyun olmuştu.
Günlerdir linkler yardımıyla blog blog geziyorum. En sonunda benim de içime bir blog yapma isteği yerleşti. Bunu daha önce denemiş ama nedense başarılı olamamıştım.
Geçen gece yatmış ama bir türlü uyku tutturamamışken aklıma önce bu mutfak camı yazıları, ardından da bu isimde bir blog oluşturmak geldi. Tekrar denedim ve rahatlıkla başardım. İlk seferinde neden başarısız olduğumu anlayamıyorum.
Açıkçası bu siteyi öncelikle kendim için oluşturdum. Uzun zamandır ara verdiğim yazma işini ve içimdeki yazma dürtüsünü daha fazla ertelememek için.
Belirli bir konu olmayacak. Aklıma estiği, içimden geldiği gibi yazacağım. Kimse olmasa da en azından ablam, abim ve eşim okuyacaktır. Eh şimdilik bu da bana yeter.
Sevgilerimle…