Cuma günü gezideydik. Beykoz, Polonezköy, Ağva, Şile sabahtan geceye gezdik. Çok yoruldum, dönüşümüz de biraz geç oldu ama çok keyifliydi. Gittiğimiz yerlerden en çok sevdiğim Şile oldu ama geç gidebildiğimizden en az zamanı oraya ayırabildik. Tekrar gitmeyi istediğim yerlerden. Polonezköy'ü çok ölü buldum. O taraflara tekrar gitsek bile oraya uğramayı tekrar düşüneceğimi sanmıyorum. Ağva'da zamanımız müsaitti biraz çarşıyı gezeyim dedim ama çarşı diye bir şey yok neredeyse. Kasaba gibiydi Ağva. Merkezde yapılabilecek en iyi aktivite tekne gezisi galiba. Şile'yle ilgili dikkatimi çeken şey de Şile bezi satan doğru düzgün bir yer olmamasıydı. Bir iki dükkanda, askıda bir iki bluz gördüm sadece. Biz mi bulamadık, gerçekten hiç yok mu onu anlamaya zamanımız yetmedi. Bir daha gidersem daha fazla araştıracağım.
Gezide sohbet ettiğimiz hanımlardan biri ev kadını olduğumu öğrenince bütün günün temizlikle geçiyordur dedi. Ben, "Yooo, hiç yapmıyorum, ev işi çok nankör, yapsan da bitmiyor." deyince çok şaşırdı. Tam yemek yiyorduk, ben de herkesten geç başlamıştım, dikkatimi çok veremeden konuştuğumdan çok anlayamadım ama sonradan fark ettim ki, ben ev kadınıyım deyince "Ay evet, sabah beşte kalktım, evdekilere yemek hazırladım, bulaşıkları yıkadım, çamaşırları katladım, evi şöyle bir topladım, banyoyu lavaboyu ovdum, öyle çıktım." falan dememi bekliyordu. Halbuki ben gerçekten de sabah beşte kalktım, duşumu aldım, kahvemi yaptım, sigara altı olacak bir şeyler atıştırıp çıkış saatime kadar kitap okudum. Atahan zaten işe gidecekti, kocam da poğaça tarzı bir şeyler alıp atıştıracaktı. Hiç onlara bir şey yapmakla da uğraşmadım. Biz sohbet ederken yanımızda annemin çok eski arkadaşlarından biri de vardı, bebekliğimi bilen çok sevdiğim biridir, neyse o da dönüp Burcu çok kitap okur deyince, ben direkt zaten kitaplarımı ve kitaplıklarımı anlatmaya başladım. Kadın iyice dumura uğradı. Ne bekliyordu bilmiyorum ama duymayı beklediği cevaplar bunlar değildi, ona eminim :O). Gezide bir arkadaşımla beraberdik. Geçenlerde aldığı robot süpürgeden bahsetti. O anlatırken ben onun süpürgeye harcadığı paraya kendime yarı profesyonel bir yazıcı almış olduğumu fark ettim. Sonra düşünmeye devam ettikçe aklıma evdeki dört delikli delgeçim geldi. Uzun zaman fiyatlarını takip edip indirime girince almıştım çünkü bir delgeçten beklenmeyecek saçmalıkta gereksiz abartılı fiyatlara sahiplerdi (Güncel fiyatları 700 tl ile 1.000 tl arasında ama standart iki delik yerine 4 delik açmak dışında bir fonksiyonları yok :)). Tercihlerimizi düşündüm. Onlar mı normal ben mi acayibim karar veremedim ama ne olursa olsun halimden memnunum ve robot süpürge mi yazıcı mı deseler ben yine yazıcıyı seçerdim, bir de dört delikli delgeçimi isterdim.
Yine görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder