Günlerdir yazayım diye uğraşıyorum ama bir türlü fırsat bulamadım. Geçen hafta son implant köklerinin takıldığı kısımda yara gibi bir şey hissedince kontrole gideyim dedim. Yara sandığım şey çıkarken damağı yaran yirmilik dişimmiş. 25 senedir çenede gömük olan dişin tam da 45. yaşımda gün yüzü göreceği tutmuş. Neyse, doktor çekeceğini söyledi. Bayram öncesi bunu çekelim, bayrama kadar iyileşsin, bayram sonrası da implantların üst kısımlarına başlarız dedi. Tamam dedim ama hiç hesapta yokken birden bire bir diş çekiminin ortaya çıkması da canımı sıktı. Yapacak bir şey de yoktu. 0lsun, bitsin, iyileşeyim dedim, dün gittim tekrar dişçiye. Oturdum koltuğa, tam iğneyi yapacakken iyice çeneyi yoklayınca vazgeçti çekmekten :O). Çene kemiğim biraz inceymiş o bölgede. Diş de hem gömük hem büyükmüş. O yüzden biraz daha beklersek daha da çıkmış olacağı için kemiği de daha az zorlarmışız. Ağrı da yapmıyormuş - ki hiç ağrı yapmadı gerçekten-, gidişatı takip edip ekstra bir durum olursa haberleşiriz deyip beni yolladı. Dişin zorlu olmasına üzüldüm ama çekim olmamasına sevindim açıkçası. Bayram sonrasına kadar rahatım :O).
Bugünlerde modum düşük. Bazen oluyor öyle sonra geçiyor. Ev de aldı başını gitti. Dağınık dağınık sanki her taraf ama hiiiç derin temizlikler istemiyor şu sıralar canım. Genelde üstten üstten toplayıp sonra kitap okuyorum :O).
Bu arada geçen gün gene gittim kargoya. Kalabalıktı. Geçen seferden akıllandığımdan bu sefer önce sıranın sonu kim diye sordum, iyice baktım kim var kim yok, sonra en arkaya geçtim. Memurun posta arabasına paket vermesi gerektiğinden bir ara banko arkasında işlem yaptı. O arada sıra da uzadı tabi. Çocuklu bir hanım geldi, sırayı görünce dakikasında benim çocuğum var öne geçebilir miyim dedi ama çocuk duruyor annesinin yanında, sorun çıkarmıyor, kucakta değil, çok küçük de değil. Neyse millet zaten yarım saattir beklediğinden herkesin canı burnunda, kimse en öne almak istemedi. Hanımefendi de kimse ona, gel en öne geç bacım yarım saattir burada bekliyoruz ama hepimizden önce sen hallet işini, demediğinden bağıra çağıra çıktı gitti. Bu da bir saçma, kibar kibar öne geçmeyi rica ediyorsun, rican kabul edilmeyince de saydıra saydıra gidiyorsun. İyi ki vermemişiz ona sıramızı, hiç hak etmiyormuş. Kibar konuşarak hepimizi kandırmaya çalışmış aslında çirkefin tekiymiş.
Yine görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder