Dün size yazdıktan sonra battaniyemi çektim üzerime, aldım kitabımı elime, Uzanıp kitap okudum bir saat kadar. Çok hoşuma gitti. Bunu her gün yapmaya karar verdim. Şöyle ki, ben her gün mutlaka kitap okuyorum ama bunu bu şekilde kesintisiz ve keyifle yapmıyorum genelde. Mutfakta, sigara içerken, dinlenirken, yemeğin pişmesini beklerken, bazen tek başımaysam yemek yerken falan ama hep sandalye tepesinde, kısa aralıklar dahilinde okuyorum. Keyif kısmını es geçmeyeceğim bundan sonra.
Ben kahveyi az sütlü içiyorum. Kahvesi bol, sütü az. Kahve beyazlatıcı diye adlandırılan bizim kısaca krema dediğimiz sütmüş gibi yapan şeyi de hiç sevmiyorum. Hatta kahveye çok yoğun krema koyulduğunda da midemi bulandırıyor. O yüzden evde bulunmuyor normalde. Geçen yaz erzak dolabını düzenlerken bir yerlerden gelmiş küçük paket tek kullanımlık kremalar buldum. Atmaya kıyamadım. Verecek kimse de bulamadım. (kıtlık bilinci değil israfa karşı olmak sebebiyle atmıyorum. Bu konuda da ayrıca yazmam lazım aslında. Kıtlık bilinci konusu tam olarak ne onu da bilmiyorum ama sürekli karşıma çıkıyor her yerde. Neyse...) Normal kahveye az az karıştırayım, bitsin diye düşündüm. Tadını da değiştirmez, rahatsız da etmez, biter gider. Fikrimi de hemen uyguladım. Gayet de düşündüğüm gibi oldu. Koca bir kavanoz kahve içinde kayboldu gitti. Ara ara yapsaydım bu işi kısa zamanda bitecekti ama ben sabırsız bir insan olduğumdan ve bazen bazı şeylere gereksiz yere taktığımdan o birkaç paket krema da bana battı resmen. Gittim geldim kaç tane kaldı diye baktım. Bir iki gün sonra da hepsini kavanoza boşalttım. İki gramlık o küçücük şeyler kahveyi ele geçirdi resmen. Krema içiyor gibi hissetmeye başladım. Bu sefer kavanozun yarısını başka bir yere boşaltıp kalanına tekrar kahve ekledim. Biraz daha iyi olmuş gibi görünse de içerken hala yoğun krema tadı geliyordu sanki, tekrar boşalttım kahve ekledim derken evde neredeyse yarım kilo bol kremalı kahvem oldu :O). Tam bu şekilde ekleye çoğalta bitiririm diye düşünürken eve kahve içmeye gelen bir arkadaşım ben seviyorum diye kahve ve krema alıp geldi. Ve ben bitmeyen bir döngüye girdim. Aylardır (ama bana yıllardır gibi geldi) kreması az, kahvesi bol bir karışım yapıp kalana sürekli kahve ekleyip çoğaltarak bitmeyen bir krema kaynağı yarattım. Pişmanım! Az sütlü, koyu kahvemi özledim. En son artık baktım ki kahve eklemekle bitmiyor, kalan son kavanozu bol kremalı mıremalı nasıl oluyorsa öyle içtim ve bu gece bitirdim. Eskiden iki kaşık koyarken bitsin diye son zamanlarda üç kaşık koymaya başlamıştım :O). Bir daha da krema verirse biri, evde bulursam, alıp gelen olursa ben de birine vereceğim, bir yere hibe edeceğim, kurtulacağım. Ben pişmanım, siz yapmayın :O).
Görüşmek üzere...