Düğünde giymelik alçak topuklu ayakkabı alacaktım ya, canım hiç ayakkabı denemek istemedi. Ben de gittim kot pantolon aldım kendime. Siyah bir tane pantolon ihtiyacım bulunuyordu. Uyuz müşteri oldum bugün biraz, girdiğim iki dükkanda da benden nefret etmişlerdir. Ekstra bir şey yapmadım aslında, sadece hizmet bekledim ki kimsenin hizmet edesi yoktu bugün galiba.
Şöyle ki, ilk girdiğim mağaza E5 üzerinde, yaya olarak geçerken gireceğim bir yer değil. Özel arabayla gitmek gerekiyor. Bakınmaya da gitmedim. Kocam arabada beklerken pantolon varsa deneyip alıp çıkacaktım. Dükkana girdiğimde de raflara bakınmadım, etrafta gezinmedim, direkt çalışanların üçünün de önünde durduğu kasa bölümüne gittim. Benden başka da müşteri yoktu zaten. Neyse, üçü de şöyle bir yüzüme baktı. Buyurun diyen yok, ne aradınız diyen yok, yardımcı olalım diyen yok. Suratları düşmüştü zaten. Onlardan ses çıkmayınca ben kendim dedim pantolon arıyorum diye. Neyse baktılar direkt hedefine güdülenmiş bir müşteri olarak bekliyorum bir tanesi geldi yanıma. İstediğim modeli ve rengi söyledim. Çıkardı telefonunu standın üzerindeki bir pantolondan barkod okuttu. Yok elimizde dedi. O an çıkıp gitmeye hazırdım aslında. Ben herhangi bir siyah pantolon istemiyordum, özellikle o modelin siyah pantolonunu istiyordum. Yoksa da yoktu yani, başka mağazaya bakardım. Olmadı internetten alırdım. Genç çocuğumuz ilk saniyede yok dediği için mi, ilk girdiğimde umurlarında olmadığım için mi artık bilmiyorum, yok dediği halde oradaki bütün siyah pantolonlara bakmaya, ara ara barkod okutmaya devam etti. Dönüp bana "Yine de bir bakayım." ya da "Size şu modeli önerebilirim.." tarzı bir şey de söylemediği için ben de onu izleyip beklemeye devam ettim. Üç dakika daha böyle geçtikten sonra elimizde kalmamış dedi. Teşekkür ederim dedim çıktım. Oraya kadar gittiğime de, sohbetlerini böldüğüme de değmedi. Bana ilk baştan uyuz olmakta haklıymışlar yani :O).
İkinci uğradığım dükkan avmdeydi. Çantamı koydum o çantanın içine baktıkları makinenin olduğu banta, geçtim öbür tarafa, bekliyorum bekliyorum çanta gelmiyor. Kadın güvenlik oturuyor bantın başında. O benim suratıma bakıyor, ben onun suratına bakıyorum (ben ona, o bana baktığı için bakıyordum bu arada), bakışıyoruz uzun uzun ama çanta hala gelmiyor. En sonunda suratımda bir acayiplik mi var acaba diye düşünürken çanta takıldı galiba dedi. Başa döndüm, çantam aletin girişinde koyduğum yerde duruyordu. İtekledim biraz, o da ilerlemeye başladı, ben de aldım gittim de, be güvenlik, ben İki yıldır ikinciye ya da üçüncüye hadi en fazla olsun beşinciye gelmişim avmye. Çantanın takılmış olacağı benim aklıma gelmemiş olabilir. Sen her gün saatlerce şunun başındasın, suratıma bakıp bakıp duracağına, desene en başından takılmış olabilir diye. Biz niye bakıştık ki, olayın en saçma kısmı buydu zaten!
Mağazaya girdim. Kocaman bir mağaza, etrafta bir sürü müşteri var, çalışan yok. Kasada bir kişi görüyorum sadece. Müşteriler kendi kendine bakınıyor, kasadaki bir şeyler okutup duruyor ama kasa başında da kimse yok. Sonradan bir kızımızı gördüm ama bana sırtı dönük, bir şeyleri katlayıp düzeltiyordu, herhalde çalışandır dedim. Görevli misiniz diye sordum evet dedi. Pantolon arıyorum, siyah istiyorum dedim. Kadın mı erkek mi diye sordu. Tabi ki kocama - oğluma falan da alıyor olabilirdim ama yıllardır kot pantolon alıyorum kendime, sadece bir kadın olarak tek başıma gittiğim bir mağazada pantolon istiyorum dediğimde ilk defa biri kadın mı erkek mi diye sordu bana. Oğluma - kocama da kıyafet aldığım oluyor ama böyle zamanlarda direkt belirtmeyi tercih ediyorum, kendime değil erkek için ya da oğluma / kocama alacağım diye. Neyse, kız çok küçüktü, orada çalışmaya da yeni başlamış. İstediğim modeli söylediğimde kalıbı ne diye sorduğunda ben de kalıbını bilmiyorum dediğimde kendi anlattı bunları. Ve sayesinde 45 senelik hayatımda yine ilk defa spesifik bir model söylediğimde kalıbı ne sorusuyla karşılaşmış oldum :O). Gittik pantolonların başına bakıyoruz beraber, kızımız aktif arıyor, ben de gözlerimle tarıyorum, kasadaki çalışan, kızımıza taaa kasadan seslenerek başka bir reyondaki müşteriye yönlendirdi. E ben neyim acaba, ben müşteriden sayılmıyorum mu diye bağırasım geldi benim de reyonlardan kasa tarafına ama neyse ki kızımız benim bunu yapmama gerek kalmadan kendi bağırarak, o an müşteriyle ilgilendiğini dile getirdi. Bu arada bulunduğum mağaza semt esnafı değil, Türkiye'nin bilinen mağazalarından, dünyaya da açılmış bir marka. Neyse, kız beni o an bırakmadı, birkaç saniye sonra pantolonları bulduk. İstediğim beden yokmuş ama kalıbı dar ve esnek olmayan bir pantolon olduğunu bildiğimden bir büyük beden de olabilir diye düşünerek şöyle bir elime alayım beline meline bakayım dedim. Kızımız pantolonu bana verdiği anda diğer reyondaki müşterilerin yanına gitti. Ben pantolonu inceledim, kabinleri buldum, aldım pantolonu da kabine girdim, denedim. Tahmin ettiğim gibi bir büyük beden de oldu. Boyu biraz uzundu, ayna karşısında ayarladım, baktım, her işimi kendim hallettim ama paça boyunu yaptırabilmem için ölçü alınması gerektiğinden o noktada artık yardıma ihtiyacım oldu. Bizim kız hiç ortada yoktu. Gittim kasa başındaki çalışanı buldum. Yüzü hiç gülmüyordu, çok mutsuzdu ama yardımcı oldu neyse ki. Pantolon boyunu aldı. Kasada taksit - peşin, o kart bu kart, mağazanın kendi puan kartı vb konuşurken de hep mutsuzdu. Olabilir tabi ki, yorgundur belki, uykusuzdur, hepimizin kötü günleri olabiliyor. Genelde mutsuz olanlar bir miktar kaba da oluyor. Bu hanımefendi hem mutsuz hem gayet kibar ve ilgiliydi. O yüzden de ilginçti aslında. Ödemeyi yaptım çıktım. Etraf hep mi böyle de ben genelde internetten alışveriş yaptığım için farkında değilim ya da bugün hepsi bana mı denk geldi diye düşündüm yol boyunca.
Yine görüşmek üzere...