Çok ilginç bir şekilde bu sene aniden bir ekose desen aşkı gelişti bende. Daha önce kafamı bile çevirip bakmazken artık gözüme dünyanın en güzel deseni gibi görünüyor. Favorilerim: kırmızı ekose, koyu mavi ekose ve yeşil ekose. Her şeyimi ekoseli almaya başladım. Mantıklı bir açıklaması var mı bilmiyorum. Benim nezdimde yok. Hiç başına böyle bir şey gelen var mıdır bilmiyorum. Mesela leopar desenden nefret ederken her şeyini leoparlı almaya başlayan tanıdığınız biri var mı? Varsa yazın da şu dünyada tek olmadığımı bileyim :O).
İki gün önce son diş çekimleri yapıldı. Ağrı yok. Acı çok az. Hassasiyet fazla. Biraz sorunlu benim dişler. Çekim de normalden uzun sürdü. Dört iğne yaptı uyuşturmak için. Sonra gece yarısına kadar çenemi komple hiç hissetmedim. Eve gelince biraz yatayım dedim. Normalde bir kere bile beni aramayan herkesin o akşam arayacağı tuttu. Kendimi açıp telefona da cevap veremiyorum. En az dört kere uyanıp telefonu kapatıp uyumaya devam ettim. Sessize almak aklıma o an gelmedi nedense, ertesi gün fark ettim öyle bir seçeneğim olduğunu :). Neyse, zoru atlattım bence artık. Dişçim de öyle dedi ve ben ona tüm kalbimle inanmak istiyorum. Ekstra bir durum olmadıkça en az dört ay rahatım şimdi. O yüzden de mutluyum.
Atahan işe başladı. Bugün ilk günü. Yemek işi yine olduğu gibi bende artık. Koskoca aşçı oğlum bile, her gün ne yapacağım diye düşünmekten bıktım, diyordu. Yapmasından çok yapacak bir şey bulması zor. Bazen yapması da zor geliyor bana. Biraz o günkü moduma da bağlı galiba. Neyse, eskiye döndüm işte ben yine artık. Belki bazen sabahtan yapar atarım kenara tüm gün kafam rahat eder. Bu iş Prometheus'un cezası gibi bir şey. Her gün yeni baştan başlıyor her şey.
Yine görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder