14 Ocak 2025

OCAĞIN ON DÖRDÜ - 2025

  Görüşmediğimiz günlerde aslında hayatımda çok büyük bir değişiklik olmadı. Genelde bıraktığınız gibiyim :O). Buraya yazıp yazmadığımı hatırlamıyorum ama Atahan işe başlamıştı iki ay önce, geçen hafta işyerinin kapatılacağını öğrenince istifa etti. Eski şeflerinden biriyle bir projeye katılacak ay sonuna doğru. Bir yandan da iş arayacak. Bu kapanacak olan yer eve çok yakındı o yüzden çok memnunduk. Bakalım vardır kısmetinde başka güzel yerler inşallah. Bir de temmuz gibi arabamızı satmıştık. Kasım sonu gibi yeni bir araba aldık. Geçen hafta sonu da Edirne'de yaşayan yirmi senelik arkadaşlarımızı ziyarete gittik geldik. Normalde iki üç ayda bir görüşürdük. Son zamanlarda onlar yoğundu, biz müsait değildik derken 15 ay olmuş görüşmeyeli. Özleşmişiz. Hepimize iyi geldi.

 Geçen sene doksan kitap okumuşum. sayım yapmıştım ama buraya yazmamışım. Aslında iyi bir sayı ama az geldi benim gözüme. Hani evdeydim ya artık, 150 - 200 okumalıydım en az diye düşünüyordum :O). Okuma saatlerimi fazlalaştırmaya çalışacağım. Sürükleyici kitapları elimden bırakmadan kısa sürede bitiriyorum. Hiç beğenmediğim kitapları da bitirmeye uğraşmadan yarım bırakıyorum. Çok iyi ya da kötü olmayan kitaplar elimde sürünüp duruyor. Öyle kitaplara denk geldiğimde okuyasım gelmediğinden uzayıp duruyor kitabı bitirme sürem. Daha seçici olacağım bundan sonra çünkü okunacak çok kitabım var ve hepsini bir an önce okumak istiyorum :O). 

 Yazdıkça yazası geliyor insanın, yazma arası uzadıkça da tekrar yazmaya başlamak zor oluyor. Daha sık yazmaya çalışacağım. Kopmak istemiyorum.

  Sevgiler. Yine görüşmek üzere.

2 Ocak 2025

OCAĞIN İKİSİ - 2025

   Dün, yeni yılın ilk çamaşır ve bulaşığını yıkadıktan sonra ilk yazısını yazacaktım ama araya bir şeyler girdi o iş bugüne kaldı. Son zamanlarda yazamadım. Evle biraz ilgilendim. Bol bol kitap okudum. Halletmem gereken işleri halletmeye, çözmem gereken sorunları çözmeye çalıştım. Düzenleye düzenleye bitiremediğim dolaplarımı biraz daha düzenledim :O). Fazlalıkları ayırdım. Biraz eşya azalttım ama yerlerine yenileri de geldi. Yeni fikirler buldum, bir kısmını denedim beğendim, bir kısmını denemedim. 

  Yazmadıkça uzaklaşıyorum buradan o yüzden artık daha sık yazmaya çalışacağım. Yine görüşmek üzere.

31 Aralık 2024

ARALIĞIN OTUZ BİRİ - 2024

 


Bugün uzun bir yazı yazmak istiyordum ama fırsat bulamadım. Seneye yazacağım mutlaka:). Yeni yılınız kutlu, mutlu huzurlu olsun❤️🎄

7 Aralık 2024

6 Aralık 2024

ARALIĞIN ALTISI - 2024


 Dün annemle güne gittim. Bu güzel manzara eşliğinde oturduk. Başka bir ilde yaşayan teyzem ve kuzenim de gelmişti. O
nları uzun zamandır görmemiştim. Gayet keyifli bir gün geçirdik. Tek sıkıntı akşam trafiğine kalmamız sebebiyle bir saatlik dönüşün iki buçuk saat sürmesi oldu ki, annemle sohbet ede ede geldiğimizden onu bile pek anlamadık. 

Bugün evdeyim Kitap okudum genelde. Biraz ev işi. Gün geçip gidiyor zaten.

Yine görüşmek üzere...

4 Aralık 2024

ARALIĞIN DÖRDÜ - 2024

    Bugün aylar sonra ilk defa canım sıkıldı evde. Markete gittim geldim geçti :O). 

  Giderken çöpleri attım. Geri dönüşümleri ayırdım, organik atıkları ayırdım. 

  Bizim apartmanımız az haneli küçük bir apartman - ve biz bu yönünü seviyoruz - kapıcısı yok. Haftada bir kadın geliyor yerleri silmeye. Yönetici de her sene değişiyor. Sırayla her sene başka bir dairenin sakini yönetici oluyor. Bu da güzel bir sistem bence. Evimi seviyorum zaten. Komşularımı da genelde seviyorum. 

   Çalışma odasından görünen bir ağacım var. Son günlerde en çok onu seviyorum. O ağaç senelerdir orada ve ben onu senelerdir görüyordum tabi ki ama bu sene ayrı bir dikkatimi çekti. Bazen oturup dakikalarca sadece onu izliyorum. İyi geliyor bana. 

   Yarın annemle gezmeye gideceğim: güne. Günler de zamana uyduğu için - İstanbul'da en azından - çoğu gün restoranlarda, kafelerde yapılıyor, evlerde pek toplanılmıyor artık. 

   İşim olmadığı her an kitap okuyorum. Hatta işleri de biraz erteleyip kitap okuyorum. Bir sürü yeni kitap almıştım ve onları okuyup bitirmek istiyorum bir an önce. Aynı anda dört kitaba başladım demiştim geçen gün. Birini bitirdim, üçüne devam ediyorum. Yeni bir dördüncü kitap seçtim, kenara ayırdım ama ona daha başlamadım. 

  Gece biraz daha erken yatmaya çalışmaya karar verdim. Geç yatıp erken kalktığımda gün içinde uyku bastırıyor ve ben gündüz uyumayı sevmiyorum. Uyumayınca sersem gibi oluyorum. Yaptığım hiçbir şeyden hayır gelmiyor. Uyusam günüm boşa gitmiş gibi geliyor ve enerjimi toplayacağıma aksine ekstra miskin oluyorum. Yattıkça yatasım geliyor. O yüzden biraz daha erken yatıp sabah da erken kalkmaya devam edeceğim. Gün içinde de uyku bastırmayacak. Gece zaten otursam da hiçbir şey yapmam normalde. Sabah ve gündüz insanıyım ben. Gece şarj modunda oluyorum daha çok :O).

  Yine görüşmek üzere...

3 Aralık 2024

ARALIĞIN ÜÇÜ - 2024

  Kasım indirimlerinden bir sürü şey aldım. Kitap aldım mesela bol bol. Yirmiyi otuzu bulmuştur diye tahmin ediyorum. Gerçi çoğunu da hemen okumaya başladım ve daha ay sona ermeden de bitirdim. Şu an elimin altında dört ayrı kitap var mesela. Dördüne de eş zamanlı başladım. Hepsini birden de eş zamanlı okuyacaktım ama bir tanesi çok ilgimi çekti. Diğerlerini bekletiyorum bir an önce tam zamanlı bunu okuyup bitireceğim. İnstagram kitap hesabım Kitaplı Sipahi'yi paylaşmış mıydım daha önce sizlerle hatırlamıyorum ama onu takip ederseniz, okuduğum tüm kitapları orada paylaşıyorum. Okumayı seviyorsanız tavsiye ederim. Neyse, kargocular genelde öğleden sonra getiriyordu kargoları geçen gün bir tanesi daha sabahın sekiz buçuğunda geldi. Hem şaşırdım hem de çok erken buldum. Ben çoktan kalkmış, duşumu almış, üzerimi değiştirmiş oturuyordum ama kocam daha uyuyordu, Atahan daha işe gitmemişti. Sabahın köründe kesinlikle kargo beklemediğim için kapıyı açmadan kim olabilir, ne olmuş olabilir diye bir endişelendim. Akşama kadar kargo beklemek yerine erkenden gelmesi güzel de bu da çok erken oldu bence :O). 

  Sepet takıntım ve sevdam ailem tarafından çok iyi biliniyor. Hasır sepetlere karşı bitmeyen bir aşkım var. Kasım indirimlerinde yarı fiyatına bulunca birkaç tane aldım. O gün de teslim edileceğine dair mesaj gelince şöyle sessiz sedasız bir teslimatla, çok dikkat çekmeden sepetlerimi alıp bir kenarda kendi kendime açmayı hayal ettim. Akşamın altısında geldi sepetler. Satıcı ezilmesinler, kırılmasınlar diye üç kutuya bölmüş ve hepsine aynı teslimat numarasını vermiş. Kargocu da bir yanlışlık olduğunu düşünmüş. Ben kendi kendime gizlice açıp mutlu olmayı hayal ederken kargocu kapıda teslim ederken açıp bir kontrol etmemi rica etti. Kapının önünde üç ayrı kutuyu açıp tek tek sepetleri çıkardım. Bunu yapabilmek için yere çömeldim ve bütün girişe sepetlerle - kutularla yayılmış oldum. O arada kocam geldi kapıya. Kargocu arkadaşı daha önceden tanıyormuş meğerse. Sohbete başladılar. Kocam, ee işler nasıl gidiyor, deyince kargocu da, ne olsun Burcu Abla'ya çalışıyoruz işte, dedi. O arada komşular girdi çıktı. Sanki üç değil on üç kutu açmışım gibi her yer sepet, kutu doluydu. Kapının önü çarşı - pazar gibiydi. Hepsini nasıl topladım, içeri girdim bilmiyorum ama o romantik "sepetlerime sessiz sedasız kavuşma" hayalim tam aksine toplu sepet kutusu açma törenine dönüştü. Aynı tablo tekrar yaşanmasın diye camın önünde erketeye yatıyorum, kargocu daha zile basmadan kapıyı açıp sessiz sedasız içeri alıyorum paketlerimi :O). 


   Ben size masa başında yazarken Hektor da hemen yanımdaki koltukta bu şekilde uyuyor. Yazıyı göndermeden bu fotoğrafı da eklemek istedim. Kaloriferin sıcağı ayaklarıma vuruyor masa altından. Sevdiğim eski şarkılar çalıyor çok kısık, ancak duyulabilecek bir sesle. Evin bütününe sessizlik ve huzur hakim. Yağmurlu bir Büyükçekmece günü.
   Yine görüşmek üzere...