Bugün iyiyim :O). Sadece bir şeyler yerken yavaş ve dikkatli yiyorum, çok sert şeyleri hızlı yiyince canımı acıtabiliyor biraz. Dikkat ediyorum diyelim. Hasta yatağımı kaldırdım :O). Hasta yatağım dediğim de oturma odasındaki koltuk. Sırt yastıkları geniş, yatarken dar bir alan bırakıyor. Rahat yatmak istediğim zaman onları kaldırıyorum. Dişçiden döndüğümde de kaldırmıştım, dün yerine koydum. Dişçiye gitmeden önce kendimi "Burcu full yatacaksın ve yatarken kesintisiz kitap okuyacaksın." diyerek motive etmiştim. Full yatma olayı ancak bir buçuk gün sürdü, zaten iyi hissedince kalktım. E işlem de korktuğum gibi zorlu geçmedi. Yine de gözümün açık olduğu her an kitap okudum. Çok hoşuma gitti. Yemek ve bulaşığı Atahan halletti. Ben sadece oturdum masaya yedim, karnım doyunca kalktım, yattım. Ah keşke doktora söyleseydim de böyle topluca değil de tek tek taksaydı hepsini :O). Bildiğin bir tatil yapmışım ancak şimdi anlayabildim :O).
Bu sabah da pırıl pırıl bir mart sabahına uyandık. Güneş parlıyor dışarıda. Bahar geliyor yavaş yavaş. Kışı severim, bahar da kabulüm de, yazı hiç istemiyorum. Çooook sıcak oluyor, helak ediyor herkesi.
Biz sokakla aynı seviyede oturuyoruz. Ben bütün gün ya mutfakta ya çalışma odasında oluyorum ve sokağı izliyorum. Apartman kapısı da bu tarafta olduğundan ister istemez bütün gireni çıkanı da görüyorum. Bir kere komşularımın yüzde doksan beşini tanımıyormuşum onu fark ettim. İsimlerini hele hiç bilmiyorum. Çocuklar - gençler arasından üçünü biliyorum sadece. İkisi beni tanıyor biri hiç bilmiyor çünkü ikisinin annesiyle kapıda bacada bile olsa görüşüyoruz ama onun annesiyle hiç rastlaşmıyoruz. Çocuk bütün gün sokakta ve biraz fırlama bir tip. Sevimli fırlamalardan ama tatlı bir çocuk. Neyse, iki komşum her gün ama her gün dışarı çıkıyor. Alışverişe gidiyorlar herhalde diye düşünüyorum. Dönerken ellerinde torbalar oluyor genelde. Bir tanesi hafta içi her gün çocuğu okula götürüyor, akşam gidip alıyor. Ama hafta sonu da bakkala gidiyor, markete gidiyor. Kar yağdı, yol kapandı, bugün de çıkmazlar artık herhalde bu yoğun kar altında dedim ama her ikisi de yine sokaktaydı. Olabilir, seviyorlardır, hava alıyorlardır, hareket ediyorlardır, evde onlardan başka alışveriş yapan kimse yoktur ya da sadece canları istiyordur kime ne ama da yine de hafta sekiz gün dokuz giyin, saçını başını tara, makyajını yap, yokuşu in, çık gez dolaş, yokuşu geri çık rutini hiç mi yorucu, sıkıcı falan olmuyordur. Bir gün bile içlerinden geçmez mi şu gün de evde oturayım da ayaklarımı uzatayım diye, merak ediyorum...
Yine görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder