13 Haziran 2024

HAZİRANIN ON ÜÇÜ - 2024

Son günlerde bizim sokakta her gün bir olay olmaya başladı. Evin tam karşısında çocuk parkı var bir tane. Geçen gece sahipleri tarafından gezdirilen iki köpek birbirine girdi. Sahipleri ayıramadı onları. Köpeklerden bir tanesi inleyip duruyordu ona çok üzüldüm. Köpeklerden biri kavgayı ayırmaya çalışan diğer köpeğin sahibini ısırmış. Tabi sahipler de birbirine girmiş o arada. Bağırtılar - havlamalar - kavga derken bayağı bir gümbürtü koptu. Bütün bu sinir bozucu şeyler içinde bir tek şey güzeldi: İnsanlar evlerinden çıkıp parka indi, bize ne deyip oturmadılar. Atahan da yardıma gitti. Giderken su götürdü yanında, sinir krizi geçirir gibi bağıran bir kadın vardı, ona ver dedim. İçmemiş ama elini yüzünü yıkamış en azından biraz iyi gelmiştir belki.

 Dün çarşıya inecektik Atahan’la çöpleri de atayım dedim. Tam ben çöp kutusunun oradayken bir itfaiye arabası sirenleri çala çala geldi. Sokağın başında durdular. İndi bütün itfaiyeciler. Yangını arıyorlardı. Ben de bakındım gayri ihtiyari, etrafta bir duman bir şey göremedim. Ya yanlış ihbardı ya yanlış adresti artık bilemiyorum oralarda oyalandım soracakları bir şey olursa yardım edeyim diye ama işlerine engel olmamak için özellikle gidip de ne oluyor diye sormadım.

 Bu akşam da sekiz buçuk civarı koltukta uyur uyanık yatarken tam camın önünde bir kadın bağırıyordu. Ne dediğini de anlamadım. Bir kamyonet vardı kapının önünde, yolu tıkamıştı herhalde diye düşündüm. Baktım kamyonetin şoförü bir şey demedi, arabayı çekti paşa paşa ben de işin peşine düşmedim. Şoför diklenseydi - olay uzasaydı camdan bile olsa müdahale edecektim. Neyse ki gerek kalmadı. Sıcaklar yapıyor bence hep bunları. Herkes bunalmış, herkesin canı burnunda.

Sonra yine görüşmek üzere…

Hiç yorum yok: