Normalde uzun zaman yazmadıktan sonra döndüğümde hep derim, yazasım çok vardı ama yazamadım diye. BU sefer diyorum ki, günlerdir hiç yazasım yoktu. Açtım durdum blogu bir şeyler yazayım diye, tek kelime yazamadan kapattım.
Geçen hafta boyunca da bilgisayarı hiç açmadım, masa başına da oturmadım aslında. Yeni hobimi geliştirmeye çalıştım: Evde taş tozuyla objeler yapıyorum. Taş tozunun karışımını hazırlama ve dökme kısmı basit zaten, onu hemen hallettim. Boyama kısmında birkaç deneysel çalışma yaptım. Sonradan boyamak yerine taş tozu karışımını direkt boyayla karıştırıp yapsam nasıl olur, ona bir baktım. Boyayla karıştırma kısmında toz boya mı, sıvı boya mı kısmını karşılaştırdım. Tek kat boya mı, iki kat boya mı, parlak vernik mi, mat vernik mi, renkli objeyi direkt yapıp sadece verniklemek mi, renkli objeyi bir kat aynı renge boyayıp üzerine vernik atmak mı gibi bir sürü sorunun cevabını deneyimleyerek öğrendim. Şimdi birçok şey netleşti. Sadece yapması - kurutması - boyaması - kurutması - verniklemesi ve kurutması kaldı :O). Arada beklemeleri bol bir işlem ama her aşaması keyifli, ben sevdim. Tüm zamanımı da buna harcadım.
Bunun dışında yatak odasında elime her geçeni doldurduğum bir dolabım vardı. Onu döktüm boşalttım. Atılacakları, verilecekleri, dönüşüm yapılarak ve bir projede kullanılarak değerlendirilecekleri, annemin işine yarayacakları ya da ona isteyip istemediğini soracağım her şeyi ayırdım. Dikiş için kullanılabilecek kumaş parçaları vb gibi şeyleri birkaç postada yıkadım, kuruttum, katladım, düzenledim. Daha da tam bitmedi. Bitince süper olacak ama incik cıncık işler olduğu için çok zamanımı aldı.
Bir de dün hayatımda ilk defa bir mahkemede şahitlik yaptım. Benden sonra işten ayrılan bir arkadaşımın iş yerine açtığı davada şahidi oldum. Ne varsa onu söyledim, çalıştıysak çalıştık, yaptıysak yaptık, yapmadıysak yapmadık. Gergin olduğum zamanlarda iki ayrı uçta oluyorum. Ya dursuz duraksız konuşuyorum ya da ağzımdan tek kelime çıkmıyor. Mahkemede hangisi olacak diye merak içindeydim ama hakime hanım sen konuşmayı seviyorsun galiba deyince kesintisiz konuşma günümde olduğumu anladım. Bence tek kelime etmemekten daha iyidir. Sorduğu sormadığı ne varsa anlattım işte, ne güzel :O).
Kocam birkaç günlüğüne Çanakkale'ye gitti. Kayınvalidem oradaydı. Ben Hektor ve Atahan'la kaldım. Daha önce söyledim mi bilmiyorum, kocamdır, tabi ki seviyorum, yanımda istiyorum ama arada şöyle birkaç günlüğüne gittiğinde de mutlu oluyorum. Arada evde tek başına kalmak da güzel. Neyse, bu gece dönüyor zaten. Yarın da Çağıllar gelecek oturmaya, uzun zamandır görüşememiştik, özlemiştim. Sevindim.
Yine görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder