Gördüğünüz kitaplıkları 22-23 sene önce evdeki kitap sayımın artmasıyla almıştım. Çanakkale'de oturuyorduk o zaman. Çarşıdan Donanma'ya çıkan cadde üzerindeki bir dükkandı. Mobilyacı da değildi aslında. Önce bir tane aldım. Kitapların yine ortada kaldığını ve kitaplığın da kaliteli olduğunu görünce gidip iki tane daha almıştım. Üçleyince birini özellikle kapalı kısmı olan modelden seçmiştim ki ortadaki ıvır zıvırı da biraz toplasın. Orada kullandık. Büyükçekmece'ye taşınma aşamamızda 1-2 sene depoda beklediler. Sonra eski evde de kullandık. Burada da pek tabi ki bizimle oldular. Ve gerçekten kaliteli malzemeden yapılmışlar ki, bir iki sıyrık dışında yeniden farkları yoktu ama bana yetmiyordu.
Bu eve taşındığımızdan beri hole kitaplık, dolap yaptırmayı düşünüyordum ama marangozu çağır, bekle gelsin, ölçü alsın, fiyat versin, yapılmasını bekle, takılsın. Bu arada yerleştir, düzenle, yeni bir dolaba alış kısmı gözümde büyüyordu. Tam olarak ne istediğimi de oturtmamıştım kafamda. Örneklere bakıp duruyordum sürekli. Hiç acele etmemiştim. Yaz başında portmanto kırılmasaydı büyük ihtimalle daha en az birkaç sene yaptırmazdım. Portmantolara çok baktım. Beğendiğim modeller de oldu. Yenisini alırsam birkaç seneye hole dolap yaptırdığımda uyum sağlar mı emin olamadım. O yüzden portmanto alımını da erteledikçe erteledim. En sonunda kesin alıp almamaya karar vermeden bir de marangozla görüşelim, belki yaptırırız belki vazgeçeriz ama yolumuzu çizmiş oluruz en azından diye düşündüm. Sonuç aşağıda gördüğünüz fotoğraflar oldu :O).
Holdeki eski kitaplıkları ihtiyacı olan birine verecektim aslında ama Atahan odası için istediğini söyledi. Hiç üşenmeden onları boyadı, vernikledi. Kapaklı dolabın kapağını çıkardı. Her biri için üç kat boya vurdu, kurumalarını bekledi. Odasında yer açtı ve bence çok iyi yaptı. Kitaplıklar zaten yeni gibi ve çok sağlamdı. Boyanınca odasına da çok güzel uyum sağladılar. Fotoğrafta henüz yerleştirilmesi bitmemiş halini görüyorsunuz. Daha yeni fotoğraflarını da çekmiştim ama camdan çok ışık vurduğundan kötü çıkmış. Kullanmamaya karar verdim. Eskilerle idare edelim.
Holun yeni hali efendim, buyrun. Dolabın rengini sokak kapımızla aynı yaptırdık. Daha koyu ya da çalışma odasındaki kitaplığın renginde düşünüyordum aslında ama oda kapılarımız açık kahverengi, dolap koyu kahverengi, evin kapısı kızıl kahverengi derken holde üç ayrı renk olacaktı. Sokak kapısına uydurmaya karar verdim. Tasarımı hayal ettiğimden biraz farklı oldu açıkçası. Bazen yadırgıyor gibi de hissediyorum kendimi ama genelde seviyorum dolabımı :0). Bu, birkaç gün önceki fotoğrafı. Yerleştirmesi bitmeden çekmiştim. Atahan'ın odasını çekerken burayı da tekrar çektim ama burada da tavandan gelen ışığı ayarlayamamışım. Kullanmadım o yüzden yerleştirme aşamasını görüyorsunuz. Bana çok bol alan sağladı. Hepsi dolmayacak bile büyük ihtimalle. İleriye dönük olarak da dağınıklığı toparlamamda faydası olacak. Kitap rafı kısmını odaya geçişi zorlaştırmamak için biraz daha dar yaptık. O da pratikte kullanım kolaylığı sağladı. Eski kitaplıktaki tüm kitaplarımı raf kısmı toparladı.
Bir de salona iki küçük raf yaptırdım. Bunlar yatak odasında gardırobun yanında torbalar içinde duran kitaplarımdı. Çalışma odasını düzenlerken oraya sığmayan ama vermek de istemediğim kitapları ayırmıştım. O ayıklamadan sonra hangi kitabı verdim, hangisini ayırdım, hangisi kitaplıkta hiç bilemiyordum. Bu dertten kurtuldum. Sağda solda hiç kitabım kalmadı. Çalışma odasındaki kitaplıktan da üç rafı buraya taşıdım. Orası da rahatladı. Yeni kitaplar için de yer açıldı. Taşındığımızdan beri salonda pencerenin iki yanındaki boşluk gözümüze çarpıyor, sürekli fikirler üretiyor ama orası için. içimize sinen, hoşumuza giden bir şey bulamıyorduk. Marangozu çağırmaya karar verdiğimizde kocam pencerenin iki yanına kitaplık önerdi. Kitaplığa hiçbir zaman hayır demeyeceğim için tabi ki kabul ettim. Şimdi her odaya girişimde kitaplarımı görüp mutlu oluyorum. İlerisi için bu kitaplıkları Atahan'a söz verdim. Kendi kitaplığı dolduğunda burayı kullanacak. Buraya koyduklarımın çoğu henüz okumadığım kitaplar. Okudukça belki verilecek, belki çalışma odasına gidecekler. Yerlerine de yenileri gelecek.
Sonuçta kitaplarımı nereye koyacağım sorununu çözmüş oldum. Hem eskileri yerleştirebildim hem de raflardaki boşluklar sayesinde önümüzdeki senelerde alacağım yeni kitaplara da yer açılmış oldu :O). Marangoz ilk geldiğinde siparişi vermiştik. Salona, hole kitaplık dedik. Raf aralıklarına kadar konuştuk. Renk için örneklerle ikinciye geldiğinde çalışma odasındaki kitaplığı gösterdik, şaşırdı. Sizin kitaplığınız varmış zaten dedi. Var da yetmiyor açıklamasını yaptık. Yatak odası dışında her odamızda bir kitaplığımız oldu. Orası da şimdilik dursun, on sene sonra tüm kitaplıklar ağzına kadar dolduğunda kullanabileceğimiz boş bir alan olarak kalsın :O).
Beğendiniz mi? Beğendiyseniz yazın, beğenmediyseniz yazmasanız da olur :O). Bu da öyle bir cümle oldu ki kimse yorum yazmazsa kimse beğenmedi gibi olacak. Tamam tamam, beğenseniz de beğenmeseniz de yazın fikirlerinizi, çok mutlu olurum.
Sonra yine görüşmek üzere...