Bizim çalışma odamız kapıdan girince sağda ortada kalıyor. Hemen çalışma odasının sağında Atahan'ın odası, solunda da mutfak var. Benim bilgisayarım çalışma odasında ve size oradan yazıyorum şu an. Atahan odasında Walking Dead izliyor. Oradan zombi sesleri ulaşıyor bana. Kocam da mutfakta Last Of Us izliyor. Oradan da enfekte olmuşların sesi geliyor. Tam ortada olan ben de radyo dinlemeye çalışıyorum. Bu arada iki diziyi de hiç izlemedim. Walking Dead'in kitabını okumuştum. Yani Last Of Us'da zombi yok hastalık var biliyorum da, enfekte olmuşların ayrı bir adı var mı bilmiyorum. İzleyenler yoruma yazabilir. Şimdi solumdan saldırı sesleri geldi mesala. Şu an için zombilerden ses yok :O).
Fırtınalı ama güneşli bir gün yaşadık Büyükçekmece'de. Evin içi de serin geldi bana kaloriferi kısmıştım ama az önce biraz yükselttim. Artçılar neredeyse bitti gibi. Dün gece olmuş bir tane mesela, ben oturduğum yerde kitap okuyor olmama rağmen hiç hissetmedim. Kaç gündür önce gezi, sonra deprem, sonra arada uğrayan misafirlerim derken pek masa başına geçemedim. Kitap da okuyamadım pek. Polisiye okuyorum şu sıralar. Petros Markaris'in son çıkan kitabını. Yunan bir yazar tarafından yazılmış Yunanistan'da geçen bir seri. Farklı birçok şey olsa da ortak noktalarımız da oldukça fazla, o yüzden seviyorum Markaris okumayı. Bunu bitirdiğimde biraz daha roman tarzı kitaplar okuyacağım bir süre. Üst üste çok polisiye okudum.
Haftaya düğüncüyüz. Yeğen evleniyor. Çanakkale'ye gideceğiz. Şimdiden yavaş yavaş ön hazırlıklara başladım. Elbisem vardı bir tane. O bana hala oluyordur diye umut ediyorum o yönden kafam rahat ama kesinlikle topuğu makul yükseklikte bir ayakkabı almam lazım. Mevcut ayakkabılarımı son giydiğimde yüksek topuk eziyetiyle savaşmamayı tercih edip neredeyse hiç yerimden kalkmadan bitirmiştim geceyi :O).
Yine görüşmek üzere.