14 Ağustos 2025

14 Ağustos 2025 - Perşembe

   Bugün, dışarıda öyle bir rüzgar var ki, camı açamadım. Hatta bazen rüzgardan çerçeveler bile titriyor. Ağustos, temmuz kadar sıcak ya da bunaltıcı geçmiyor ve ben çok mutluyum. Eylüle de az kaldı, bu yüzden daha da mutluyum. 

  Hektor konuşkan bir çocuk ama çok kart sesli :O). Acaba genel olarak Siyamlar mı öyle, bizimkine has bir durum mu diye merak ediyordum. Geçen gün internette izlediğim videolardan birinde Hektor'un on katı daha kart sesli bir Siyam görünce anladım ki, cinsi böyle. Her derdini ve isteğini anlatıyor. Bazen anlamadığım da oluyor ama genelde tahmin edebiliyorum ne söylemeye çalıştığını. Geçen gün kelebek girmiş eve. Çalışma odasındaydım ben, Hektor da dolaşıyordu evin içinde. Değişik bir tonlamayla miyavladı. Bu onun "başım dertte" ya da "bana yardım et" miyavlaması olduğundan hemen kalktım gittim. Kelebeği önce bulmuş, peşine düşmüş, sonra da kaybetmiş. Bul onu bana diyordu. Beraber Atahan'ın odasına baktık ama bulamadık. Dün akşam da mutfağı topluyordum. Gün boyunca mutfakta çok oturduğumuzdan bir sürü ıvır zıvır da orada toplanıyor. Akşam onları koyuyordum yerlerine. Hektor da tam ayağımın dibinde dolaşıyordu. Çalışma odasındaydı o, ben holdeydim. Çocuğum bak çok ayak altındasın, canın acıyacak dedim hatta ona, daha cümlemi bitirmeden patisine bastım, çünkü oradan koşmuş, tam benim durduğum yere gelmiş. Ben de o an elimdekileri koyuyor olduğumdan fark etmemişim geldiğini. Biz zaman zaman evin içinde çarpışıyoruz onunla hep böyle ben iş yaparken anlık koşup gelip ayağımın altına girdiği için ama hafif oluyor neyse ki çarpışmalarımız. Bir de onun böyle çıkıp gelebileceğini bildiğim için temkinli olmaya çalışıyorum. Bu sefer çarpışma değildi yalnız, ve ben diğer odada olduğunu zannettiğimden normal adım attım ve sağlam bastım patisine. Canı yandı gerçekten. Çok üzüldüm. Bakayım dedim bir hasar, kırık, çıkık var mı diye. Patisini havada tutarak kaçtı benden. Bir şey olmamış neyse ki, üç saniye sonra oyun oynamaya başladı ama ben o patiyi havada tutarak kaçışını gördüm ya, sinirlerim bozuldu. Oturdum ağladım. Oturmadım aslında patisine bakmak için yere uzanmıştım. Yattığım yerde ağladım. Ben ağlayınca o da üzüldü. Yanıma geldi. Patisini omuzuma falan koydu. Sonra biraz daha ağladım, onun iyi olup oyun oynadığını da  görünce üzüntüm geçti :O).

Sonra yine görüşmek üzere. 

Hiç yorum yok: