7 Temmuz 2024

TEMMUZUN YEDİSİ - 2024

 Geçenlerde kocam rahatsızlanmıştı. Sabaha karşı istifra etmeye başlamış. Bir gün önce sezonun ilk deniz banyosunu yapmıştı ya üşüttü ya mikrop kaptı diye düşündük. Beni de uyandırmamış. Ben yine beş civarı uyandığımda bir tık iyiydi, ama istifra devam ediyordu. Midesine iyi gelir diye nane limon kaynatayım dedim. Çeşmeye elimi atmamla musluğun anahtarının elimde kalması bir oldu. Bir an öylece kalakaldım. Nane limonu ateşe koydum yine de ama su akmaya devam ediyordu. Kapatamazsak ne yaparız diye düşündüm. Kalan parçayı bir deneyim dedim. Çevirince kapandı. Rahatladım. Şimdi kırık kullanıyoruz. Sadece o parça değişir mi diye bir bakacağız. Değişmezse komple batarya yenilenecek. Ucu uzayan, her yere ulaşan, arkadaşımın ev hediyesi aldığı bir bataryaydı, değişirse üzülüceğim ama aynısından alacağım yine büyük ihtimalle çünkü çok severek kullanıyordum.

Annem bir haftalığına memlekete gitti. O yokken Üzüm’e biz bakıyoruz. Öğleden sonra biraz kitap okudum. Sonra Üzüm’e bir uğrayalım gelince de mutfağı toplarım, kafamdaki diğer işleri hallederim diye düşünmüştüm. Atahan’la çıktık, hem anneme gittik, hem çarşı işlerimizi hallettik. Pazar günü olduğundan acayip bir kalabalık vardı, felaket sıcaktı. Eve geldik. Kapıdan girdim. Ayakkabımı ayakkabılığa / portmantoya kaldırayım dedim. Dolabın kapağını açmamla devrilmesi bir oldu. Neredeyse üzerime düşecekti. Ben tam önündeydim o çapraz devrildi. Tam yıkılmadan da tutabildim ama bıraktığım anda yere devrilecekti. Biraz yüksek bir sesle bağırmışım tabi ayakkabılık birden üzerime doğru gelince. Atahan mutfaktan koştu. Kocam salondan geldi. Ben Atahan’a bıraktım, çok ağır olduğu için hareket de ettiremiyoruz. İçi de ağzına kadar dolu tabi ki. Ayağı komple kırılmış, alt kısmını da kırarak yamulmuş.  Hemen boşalttım. Bütün ayakkabılar ortalığa döküldü. Kışlık montlar da asılıydı onları da yatak odasına attım. Boşalınca yere yatırdık. Tamir olacak durumda değildi. Olsa da ben ona güvenemezdim artık.  Çöpe taşıyalım dedik ama yekpara olarak taşıyamayacağımız kadar büyük ve ağırdı hala. Atahan komple söktü. Parçaları tek tek attık. Sonra ben süprüntüleri toplarken Atahan yemek yaptı. Yedik ama pilim bitmişti çoktan. Yorgunluktan ölüyordum. Annemden sonra yaparım dediğim hiçbir şeyi yapamadım. Her şey bittikten sonra ancak oturup dinlenebildim. Ayakkabılıktan da olduk. Yenisi alınacak tabi ki de ama alınana kadar ayakkabılar ortalıkta kalacak. Bugünlerde eşyaları daha mı çürük yapıyorlar diye düşünüyorum. Batarya üç senelik portmanto dört senelikti daha ve ikisini de çok severek kullanıyordum. Kırıldıklarına mı üzüleyim, masrafa mı, çıkardıkları işe mi bilemedim:). Neyse sağlık olsun…

Yine görüşmek üzere…

Hiç yorum yok: