28 Ağustos 2019

1109


     
      Yaklaşık üç haftadır yıllık iznimi kullanıyorum. Önümüzdeki pazartesi iş başı yapacağım. İlk iş olarak kitaplığımı topladım ve düzenledim ama çekyatın altı da kitap dolu, onu hiç açamadım bile daha. Ne halde olduklarını bilmiyorum. Kitaplarım artık kitaplığa sığmadığı için bir süredir onları yatay olarak ikili üçlü sıralar halinde dizmeye başladım. Arkadakileri göremiyorum ama yaklaşık olarak ne nerede biliyorum, biraz aramam gerekse de bulabiliyorum genelde.
   
       Tatilimin son dört gününe güzel bir gezi denk geldi. Bu gece yola çıkıyoruz. Annem, ablam, ben ve halamlar. Kocam çalıştığı için gelemeyecek. Perşembe - cuma - cumartesi Ayvalık ve Kaz Dağları civarlarında olacağız. Pazar tüm gün geze geze dönüş ve ertesi gün iş başı olacak. Üç gündür evi hazırladım bizimkiler ben yokken rahat etsin diye, bugün de çantamı toparlayacağım.
     
         Ablamın (http://asortik-krep.blogspot.com/)  hastalığı nüksetti, eylül başından itibaren kemo almaya başlayacak tekrar. Altı kürün ardından da ameliyat olacak büyük ihtimalle.  Babamı kaybetmemizin ardından, beklemediğimiz kadar kısa sürede tekrar etmesi bu sefer hepimizi biraz daha yordu.  Ben biraz daha zor toparladım moralimi mesela, kuyruğu dik tutmak biraz daha güç geldi. Sinirlerim bozuldu. Bir süre sürekli gözlerim doldu mesela alakalı alakasız yerlerde, durumlarda, zamanlarda. Bir süre çok daha gergin ve sinirliydim ve herkese sinir oluyordum. Bir süre boyunca da alışveriş yapmak iyi geldi. Ivır zıvır şeyler bile olsa düşünmeden aldım. Bir de telefonuma bir çiftlik oyunu yükledim. Amaçsızca orada domates yetiştirmek, seviye atlamak hoşuma gitti nedense. Yağmur yağdı - yağmadı, fırtına çıktı, taban fiyatı düştü dertlerini yaşamadan tahıl ektim, koyun güttüm, süt sağdım.  Bir ara yedi yirmi dört çiftlikteydim, şimdi canım sıkıldığında arada bakıyorum, bazen siliyorum, canım isterse tekrar yükleyip bıraktığım yerden devam ediyorum. Artık galiba biraz daha iyiyim. Korkularım, endişelerim geçmedi, dertlerim bitmedi ama ben bir şekilde başa çıkabiliyorum. Umudumu da kaybetmiyorum. İlkini nasıl atlattıysak bunu da atlatacağımıza inanıyorum.

        Bu kışı ev yılı ilan ettim. Annemle ablama da aynı şekilde söyledim, onlarda da uygulayacağız. . Bir ara yaparız deyip bir kenara koyduğumuz projelerimizi bitireceğiz. Kumaşlarımızı dikeceğiz.. Bozuk şeyler tamir edilecek ya da ettirilecek. Olmuyorsa yenilenecek. Bir de sağda solda, dolaplarda kalan kullanmadığımız, artık istemediğimiz, yer kaplayan, gereksiz olan ne varsa atılacak/verilecek/değerlendirilecek. Kıyafetler ayıklanacak. Hoş, bu kıyafet ayıklama işini ben senelerdir yaptığımı zannediyordum ama kullanmadıklarımın yüzde onunu ayırıp yüzde doksanını yine tutuyormuşum. İzin döneminde dolapları düzenlerken bu sefer çok daha katı davrandım ve hep ayıkladığım halde hep de ağzına kadar dolu olan dolap artık yarı yarıya boş.


       Yine görüşmek üzere...




2 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Seni seviyorum ❤️ Elbette atlatmaya çalışacağız, öyle zor bir hastalık ki, bu yüzden ben üstüne düşeni yapacağım. Gerisi için bir şey söyleyemiyorum ama beni tanırsın sadece direniyorum.

serpil dedi ki...

Ablan yine üstesinden gelecek, hepsi geçecek Burcu. Ev projeleri iyi fikir, ben de yapayım, sadeleşip ferahlayalım.