12 Kasım 2016

40

   Ben bugün fuardaydım tabi ki. İki aydır bekliyordum başlamasını. Kapıdan girdim, hangi yayınevi nerede diye bakarken "Burcu" kelimesi çalındı kulağıma. Ve hemen akabinde çok tatlı bir hanımefendi ve bir beyefendi ile tanıştım. Fotoğraf çekilmek aklıma geldi sohbetimizin sonunda da, telefonunu almadığıma çok pişman oldum. Çünkü ablamla, onun İstanbul'da olduğu dönemde, müsait olursa Serpil hanımla görüşmekten mutluluk duyacağımızı konuştuk. Serpil hanım mutfakcami@hotmail.com adresine yazarsanız telefon numaranızı çok sevinirim. İşte blogun en güzel ve en çok sevdiğim yönü, güzel insanları bir şekilde hayatıma katması. 

    Fuardan aldığım kitaplar ise aşağıdaki fotoğrafta. Saymakla uğraşmayın, tam otuz tane. Büyük kısmını sahaflardan beşe, ona aldım. Ve bunlar okuyayım dediğim ya da okumuştum ama kitaplığımda da olsun dediğim kitaplardı. Yaklaşık üç buçuk saat kadar kaldım fuarda ve çok kitap aldığımdan çok yoruldum ama aslında çok gezmedim. Sahaflarda özellikle her bir rafı tek tek inceledim. Bir süre sonra gelip o var mı bu var mı diye soran diğer müşterilere, burada yok şu sahafa bak ya da aradığın kitap şu gözde diyebilecek kıvama gelmiştim. Ve bir iki tanesine dedim de. 

    Cumartesi tek izin günüm son bir buçuk aydır. Geçen hafta sorumlusu olduğum alanın sergisi vardı ve yoğundum. Cuma gecesi etkinlikte nöbetçiydim. Yarın çalışacağım. Ev de aldı başını gidiyor bu arada. Kocam çamaşır dağlarından bahsettiğinde, ona, bu dağlar sayesinde hayatın monotonluğunu kırdığımı, neyin temiz ve ütülü dolabında hazır olduğunu hiç bir zaman bilemeyeceğinden, her sabahının ayrı bir macera olacağını söyleyecek kıvamdaydım dün gece:O). 

    Geçen haftaya ait tarihe  not düşülmesi gereken olaylardan biri de Atahan'ın bisikletten düşüp iki dişini kırması ve dudağını yarmasıydı. Dikişleri alınacak pazartesi günü ve ondan sonra bir de dişçi faslımız olacak. Çok daha beter şeyler olmadığı için sevinsem de, beni "Düştüm!" diye aradığından, onu gördüğüm ve iyi gibi olduğunu anladığım ana kadar geçen sürede ömrümün on senesini arkamda bıraktım.

    Geçenlerde internette "Bilim insanları kadınların dudaklarında ve popolarında omega 3 yağı depoladıklarını, bu yağ asidinin de beynin gelişmesini teşvik ettiğini düşünüyorlar."  gibi bir cümle okuyunca mesela "zekamı popomdan alıyorum" cümlesini kurabileceğimizi fark ettim ki, nedense bu benim çok hoşuma gitti :O).

   Bir süre kitap okumakla meşgul olacağım gibi görünüyor. Sonra yine görüşmek üzere...

1 yorum:

serpil dedi ki...

Canım Burcu,

Güzel sözlerin için çok teşekkürler, ben de çok mutlu oldum, mail atacağım sana, sevgiler..