Dün akşam yemekten sonra bir ağırlık çöktü. Azıcık uzanayım şöyle boş boş telefonda gezineyim dedim. Uyuyakalmışım :O(. Gözümü bir açtım ki on ikiyi on geçiyor. Aklıma ilk blog yazımı yazmadığım geldi ama yeni güne girmiş olduğumuz için yazsam da bugünün tarihiyle yayınlanacaktı böylece istemeden dünkü günlük yazımı kaçırmış oldum. Seriyi bozdum ve çok üzüldüm. Tam da ayı kesintisiz tamamlamak üzereydim. Özür diliyorum sizlerden.
Dün sabah yine erkenden kalktım. Beş civarı kalkıyorum, atıştırıyorum çünkü ben her sabah aç uyanıyorum. Azıcık da olsa bir şey yemem de gerekiyor, sigara altı yapmış oluyorum. Sonrasında genelde kitap okuyorum sekize kadar. Sekiz civarı duşumu alıyorum. Güne taze bir başlangıç oluyor. O sırada Atahan da uyanıyor. Bazen çay suyunu koyup duşa öyle giriyorum. Ben çıkana kadar kaynıyor. Giyindikten sonra çayı demleyip o demlenene kadar da kahvaltıyı hazırlıyorum. Dün de öyle yaptım. Banyodan çıktığımda su kaynamıştı, Atahan da biraz erken uyanmıştı, giyinene kadar çay da demlenmiş olsun diye düşünerek bornozla mutfağa geçtim. Bizim mutfak yolla bir seviyede. Sabahın erken saatlerinde çok işlek olmuyor bir iki işe erken giden varsa onlar geçiyor sadece. Tül örtülü, ışık falan da açık değil içerinin görünmemesi gerekiyor diye düşündüm. Sokak da bomboştu. Emin de olamadım ama baktım su kaynamış elime aldım çaydanlığı madem buraya kadar geldim demleyim dedim. Tam o anda sokakta bir araba durdu. Ben elimde çaydanlık gayriihtiyari yere çömeldim beni görmesinler diye. Tül çekili, üzerimde bornoz var sonuçta, görünecek bir şey de yok, dışarıdan içerinin de görünmemesi lazım da nedense o an herkes ben bornozla mutfağa gireyim de onlar da beni bornozlu görsün diye sokağa üşüşmüş gibi geldi. Elimde çaydanlık dondum kaldım bir an, sonra eğilmiş halde, saklana sakına mutfaktan çıktım. Araba o arada belki de çoktan gitti ama işkillendim ve huzursuz da oldum ya, geri de dönemedim. Giyineyim dedim. Çaydanlık elimde kaldı. Koyacak bir yer bulamadım. Altı sıcak, mobilyaları yakar mı acaba diye düşündüm. Evin içinde elimde çaydanlıkla dolandım biraz, holdeki kitaplığı değerlendirdim olmaz dedim, yatak odasında şifonyer üzeri diye düşündüm olmaz dedim. O arada madem ben bunu demlemek için aldım elimde de gezdirip duruyorum bari amacıma ulaşayım diye çayı da demledim. En sonunda banyoda tezgah üzerine koydum :O). Gittim giyindim üç dakikada. Atahan elini yüzünü yıkamaya gidiyordu banyoya, ben de elimde çaydanlıkla banyodan çıkıyordum. Sabahın sekizinde neden elinde çaydanlık (ve demlenmiş çayla) banyodan çıkıyorsun diye sorarsa ne cevap veririm dedim. O sormadı ben de hiç öyle bir şey yokmuş gibi yaptım ve konu kapandı. Ama size anlatmasam olmazdı :O). İlk sokağa çıktığımda yolda durup tül örtülüyken mutfağın içinin görünüp görünmediğine bakacağım! Büyük ihtimalle bütün bu aksiyon boşanaydı diye düşünüyorum :O).
Yine görüşmek üzere...
2 yorum:
Burcu yine sitcom yapmışsın, çok komiksin :))
Serpil,
O an olayın farkında olmuyorum her şey normal geliyor da sonradan ben de çok gülüyorum işin saçmalığına :O).
Yorum Gönder