16 Ekim 2020

1115 - KİTAPLIĞIM VE PARİS


         Yeni evimiz bakınaklı:O). Daha evi emlakçı eşliğinde ilk gezdiğimde., bu pencerelerden Paris dışarıyı izler, diye düşünmüştüm ve yanılmamışım. Atahan'ın yanında - ona sokulmuş - yatmıyorsa genelde cam önünde buluyorum onu. 

       Fotoğrafta gördüğünüz yer çalışma odası ya da kitaplık dediğimiz oda. Ev bakmaya ilk başladığımızda bütçemizi de fazla zorlamamak için iki oda bir salon evlere öncelik veriyorduk. Fazladan bir odamız olamasa da ilk olarak mutlaka kitaplığımı koyabilecek bir alanı olup olmadığına bakıyordum. Holün veya koridorun geniş olması öncelikli şartımdı, en kötü ihtimalle kitaplarımı oraya koyarım diye düşünüyordum. Daha sonra genel olarak bu evlerin metrekare olarak da çok küçük olduğunu fark ettik. Mesela yatağı koysak dolaba yer kalmıyordu, dolabı zar zor sıkıştırsak odaya giremiyorduk. Bir süre sonra bu şekilde olmayacağını anlayınca kıstaslarımızı değiştirdik, üç odalı evlere de şans tanıdık. Daha o zamandan, üçüncü odaya, kitaplık/çalışma odası yapmak üzere göz koymuştum:). 

      Eve taşındığımızda, en küçük odaya "çalışma odası" ya da "benim odam" demeye başlamıştım bile ama oda aslında ardiye ya da depo işlevini görüyordu daha çok. Aylarca nasıl dekore edebileceğimi düşündüm, yüzlerce kitaplık fotoğrafı inceledim, sürekli ölçtüm biçtim, hayal ettim, gözümde canlandırdım, hazır kitaplıklardan mı alsam, yaptırsam mı karar veremedim derken taşındıktan altı - yedi ay sonra en sonunda "odamı" istediğim gibi döşeyebildim. Toplanma sürecinde bin iki yüze yakın kitabım olduğunu görmüştüm (Daha önce sekiz yüz civarında olduğunu sanıyordum.). Sürekli yenilerini aldığımdan bu sayının artacağını da göz önünde bulundurarak, mümkün olduğunca çok kitap alacak şekilde, raf aralıklarını, uzunluğunu ve diğer ölçülerini ihtiyaçlarıma ve isteğime göre ayarlayabildiğim bir kitaplık yaptırmaya karar verdim.  Fotoğrafta hepsi görünmüyor ama kitaplık odanın üç duvarını kaplıyor. Pencere önünde masam var. Sol tarafta ise kitabımı alıp uzandığım küçük bir ikili koltuk bulunuyor. Ben biraz klasik seven ve mobilyalarda koyu rengi tercih eden biri olduğumdan, kitaplığı ve masayı Latin ceviz yaptırdım. Ağırlıkta bulunan kahverengiyi biraz yumuşatmak için koltukta ve halıda yeşil tonlarını tercih ettim. Genel olarak içime sinen, sinmekle kalmayıp hiç içinden çıkmak istemediğim, kendi dünyamı içine sığdırdığım - bence - çok tatlı ve zevkli bir oda oldu:O). Beklediğime fazlasıyla değdi. Size anlatırken çok uzatmamaya çalıştım, her bir detayını sayfalarca anlatabilirim aslında.... Hazırlık ve hayal etme sürecinde, aylar boyunca, annem - ablam ve kocam odamı dinlediler, attığım onlarca  (yüzlerce?) fotoğrafa maruz kaldılar, aynı süreci tek tek kitaplık, koltuk ve halıda şekli - rengi - ölçüleri için yaşadılar. Bittiğine belki de benden çok onlar sevinmişlerdir :O). 

     Yine görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder